İki gün önce Nilgün bendeydi, birlikte yapacağımız güzel bir kahvaltının ardından Bodrum'un eski sokaklarını gezme fikrimizi sonunda gerçekleştirme kararı almıştık.
Gün bizi biraz puslu karşıladı, sabah pencereden baktığımda denizin üzeri neredeyse görünmez olmuş, gök yüzü grinin en yoğun tonuna çalmıştı... Nilgün öğleye doğru gelecekti, kahvaltılık bir şeler hazırlarken bir yandan da yağmurun yağmaması konusunda kendimi oyalıyordum ki bir de baktım olan olmuş... Ancak olumlu düşünmekten vaz geçmedim, eh işe de yaradı doğrusu... Nilgüncüm geldikten sonra hava kendini toplamış, pırıl pırıl bir öğleden sonrayı bize armağan etmişti. Kahvaltı ve kahvenin ardından, güzel kareler yakalayabilmek umuduyla fotoğraf makinelerini alıp çıktık...
Planımızda Kumbahçe bölgesi vardı, Girit Mahallesi, dar beyaz sokaklar, mavi çerçeveli pencereler, çiçekler...
Bizi hayal kırıklığına uğratan sokak aralarındaki bazı umursamaz yaşamların yanı sıra keyifli bir gün geçirdiğimizi söyleyebilirim. Çekim açısından enteresan şeylere şahit olmadığımızdan daha çok makinelerimizi kullanmak yerine kendimize o güne dair, tadımdık telefon ile çekilmiş görüntüler biriktirdik. Ben bu tarz gezilerde makinem ile az çekim yapıyorum zaten, ancak ne olur ne olmaz diye de yanımda bulunduruyorum. Nilgün ise bana oranla çok daha fazla çekim yaptı, haliyle pek çok güzel kareyi de Bodrum arşivine atmış oldu.
O güne dair birkaç görüntüyü paylaşmak isterim;
Gün bizi biraz puslu karşıladı, sabah pencereden baktığımda denizin üzeri neredeyse görünmez olmuş, gök yüzü grinin en yoğun tonuna çalmıştı... Nilgün öğleye doğru gelecekti, kahvaltılık bir şeler hazırlarken bir yandan da yağmurun yağmaması konusunda kendimi oyalıyordum ki bir de baktım olan olmuş... Ancak olumlu düşünmekten vaz geçmedim, eh işe de yaradı doğrusu... Nilgüncüm geldikten sonra hava kendini toplamış, pırıl pırıl bir öğleden sonrayı bize armağan etmişti. Kahvaltı ve kahvenin ardından, güzel kareler yakalayabilmek umuduyla fotoğraf makinelerini alıp çıktık...
Planımızda Kumbahçe bölgesi vardı, Girit Mahallesi, dar beyaz sokaklar, mavi çerçeveli pencereler, çiçekler...
Bizi hayal kırıklığına uğratan sokak aralarındaki bazı umursamaz yaşamların yanı sıra keyifli bir gün geçirdiğimizi söyleyebilirim. Çekim açısından enteresan şeylere şahit olmadığımızdan daha çok makinelerimizi kullanmak yerine kendimize o güne dair, tadımdık telefon ile çekilmiş görüntüler biriktirdik. Ben bu tarz gezilerde makinem ile az çekim yapıyorum zaten, ancak ne olur ne olmaz diye de yanımda bulunduruyorum. Nilgün ise bana oranla çok daha fazla çekim yaptı, haliyle pek çok güzel kareyi de Bodrum arşivine atmış oldu.
O güne dair birkaç görüntüyü paylaşmak isterim;