14 Kasım saat 22:00'de çıktığımız yorucu yol maceramızın
sonuda su anda Mostar Köprüsü’ne bakan odamızda dinleniyoruz. 15 Kasım 04:00
saatlerinde Atatürk Havalimanına geldik ve ne yazık ki önümüzde geçirilmeyi bekleyen kocaman 6
saatimiz vardı...
Sevgili THY uçuş saatlerinde bir değişiklik yapmış; saat 08:00'de olan uçağımızı gece 22:30'a almıştı. Bunu bize Ankara'dan İstanbul'a yola çıkmak üzereyken haber verince bir anda elimiz ayağımıza dolaştı doğrusu. Tam da seyahat acentalarının düzenlediği turlar 1-0 öne geçti derken bir şekilde durumumuzu anlatmamız sonucu bize 15 Kasım 10:30 uçağında yer ayarladılar. Aksi halde tüm rezervasyonlarımızı yeniden yapmak zorunda kalacak ve bir kısmına da ceza ödeyecektik…
Beklerken bir kere daha fark ettik ki, hava alanı çok eğlenceli bir yer… Uyuyanlar, patenle gezenler, ginger kullananlar, kapalı mekanlarda kullanılan TAV’ın özel arabaları ile yata yata yer değiştirenler ve her milletten çeşit çeşit kültürlerden bir dolu insan… Biz de aralarına karışıp bir köşecikte biraz uyuduk…

10:45’de uçağımızın olduğu yere geldik… Ta taaaaa! Minicik pervaneli bir
uçağımız vardı :D Cam kenarı olsun ve kanat üzeri olmasın diye rica etmiştik
yerimizi alırken, fotoğraf çekme planlarımız vardı… Kanadın üzerine değil;
fakat pervanenin tam yanına gelmiştik… Fotoğraf çekimi de hayal oldu tabii…
Bosna-Hersek ile Türkiye arasında bir saat fark var. Saat 13:30’da Saraybosna Havalimanı’na indik. Geçiş vizesiz, fakat iki memur bizi çevirdi; yanımızda ne kadar para olduğunu, kaç gün kalacağımızı, nerelerde konaklayacağımızı vs. yarım yamalak İngilizcesi ile sorup öğrendi. Sonra bize iyi tatiller diledi :) Hemen alandan arabamızı kiraladık ve iki buçuk saat süren kısa bir yolculuk ile minik tatlı navigasyonumuz bizi Mostar’a getirdi. Saraybosna-Mostar arası yol müthiş manzaralar ile dolu. Tek sıkıntı yollar 2 şeritli ve gidiş geliş, biraz da virajlı.
Mostar çok güzel… Çok değişik. Hemen her binada savaşın izlerini hala görüyor
olmak tarifsiz.
Genel anlamda çok şeker bir halkı var, fakat hava kararır kararmaz herkes evine çekiliyor, dükkanlar kapanıyor, kafelerde ise anlamsız bir boşluk hakim. Kış olduğunu düşündüğümüz için çok üzerinde durmadan akşam yemeğimiz olan ćevapčići (köfte)'den sonra biz de otelimize çekildik…
Yarın günübirlik Dubrovnik’e geçeceğiz… Bakalım nasıl olacak...
Sevgili THY uçuş saatlerinde bir değişiklik yapmış; saat 08:00'de olan uçağımızı gece 22:30'a almıştı. Bunu bize Ankara'dan İstanbul'a yola çıkmak üzereyken haber verince bir anda elimiz ayağımıza dolaştı doğrusu. Tam da seyahat acentalarının düzenlediği turlar 1-0 öne geçti derken bir şekilde durumumuzu anlatmamız sonucu bize 15 Kasım 10:30 uçağında yer ayarladılar. Aksi halde tüm rezervasyonlarımızı yeniden yapmak zorunda kalacak ve bir kısmına da ceza ödeyecektik…
Beklerken bir kere daha fark ettik ki, hava alanı çok eğlenceli bir yer… Uyuyanlar, patenle gezenler, ginger kullananlar, kapalı mekanlarda kullanılan TAV’ın özel arabaları ile yata yata yer değiştirenler ve her milletten çeşit çeşit kültürlerden bir dolu insan… Biz de aralarına karışıp bir köşecikte biraz uyuduk…
Bosna-Hersek ile Türkiye arasında bir saat fark var. Saat 13:30’da Saraybosna Havalimanı’na indik. Geçiş vizesiz, fakat iki memur bizi çevirdi; yanımızda ne kadar para olduğunu, kaç gün kalacağımızı, nerelerde konaklayacağımızı vs. yarım yamalak İngilizcesi ile sorup öğrendi. Sonra bize iyi tatiller diledi :) Hemen alandan arabamızı kiraladık ve iki buçuk saat süren kısa bir yolculuk ile minik tatlı navigasyonumuz bizi Mostar’a getirdi. Saraybosna-Mostar arası yol müthiş manzaralar ile dolu. Tek sıkıntı yollar 2 şeritli ve gidiş geliş, biraz da virajlı.
Genel anlamda çok şeker bir halkı var, fakat hava kararır kararmaz herkes evine çekiliyor, dükkanlar kapanıyor, kafelerde ise anlamsız bir boşluk hakim. Kış olduğunu düşündüğümüz için çok üzerinde durmadan akşam yemeğimiz olan ćevapčići (köfte)'den sonra biz de otelimize çekildik…
Yarın günübirlik Dubrovnik’e geçeceğiz… Bakalım nasıl olacak...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder