3 Kasım 2011 Perşembe

Kar

Hayırlı olsun, senenin ilk karını gördük yine...

Hiç sevmem kışı, karı, soğugu.
Zaten hiç güzel bir anım yoktur ki kışa dair... Kar yağar okullar tatil olurdu, çıkar kar oynar üşütüp hasta olurdum; sonra hastalıktan okula gidemeyip günlerce defter geçir, ödev yap; bir de yetmiyormuş gibi bi araba laf işit yok hiç söz dinlemiyormuşum da, yok hastalığa gel gel diyormuşum da... Çocuktum be çocuk, kar oynayacaktım elbet.

Okulumuzun karşısında minik bir tepecik vardı, öğle tatilinde okuldan kaçıp torbalarla o tepeden kaymaya giderdik. Küçük olduğumuz için hep sıranın sonunda kalırdık, sonra da derse yetişemez çamur içinde koşa koşa gelip, korka korka kapıyı çalardık aynı kaderi paylaşan arkadaşlar olarak. Sonra da acımasız öğretmenimizden minicik ellerimize cetvel... Hüf yea çocuktuk çocuk! Tabii ki de kayacaktık torbalarla... Siz hiç 70 yaşında torba ile tepeden kayan birini gördünüz mü, ben görmedim!

Geçensene evimizin önüne bir kar yağdı, ömrümde böyle şey görmedim. Çok severim ya ben karı, 3 gün eve hapis kalıp kar izledik...



Yine yağıyor, bense camımın önünde yanan kalorifere sarılmış ısınmaya çalışıyorum, bu ne şimdi :( müthiş eğleniyorum doğrusu, yağ be kar yağ alıştık zaten...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder